UĞRUNA SEYAHAT EDİLECEK BİR DÜZİNE TATLI SEBEP

Tarte & Les Amis’in tart kraliçesi olarak bilinen şefinin laboratuvara benzeyen mutfağından çıkan lezzetler arasında şekerlendirilmiş mikan, Earl Grey jöleli panna cotta, çikolatalı milföy hamurlu, ganaş dolgulu tatlılar bulunuyor.

Dedesinin tariflerini uygulayan şef François Payard, Belle Epoque dönemi tartölet, trüf çikolatalarının devleştirilmiş pastaları ile tanınıyor. Dondurmalı macaron sandviçi ise, Payard’ın önünde kuyruklar ulaştıracak kadar göz döndürücü.

25 yıldır sanat eserini andıran pastaları, Hollywood yıldızlarının da tercihi. Düğün ve doğum günü için New York’tan bile özel sipariş verilen Sweet Lady Jane, Los Angeles’ta mutlaka gidilmesi gereken yerler arasında sayılıyor.

Modernize edilmiş Fransız pastacılığına Japon yorumu getiren Sadaharu Aoki’de, damak macerası yaşamak isteyenler wasabili macaron deneyebilir. Başka hiçbir yerde bulunamayan yeşil matcha’lı croissant veya siyah susamlı eklerler ve yuzulu tartlar ise bir kez deneyenleri müdavime dönüştürmesi ile biliniyor.

1824 yılından beri açık Pasticceria Marchesi’nin dekorunu görmek için dahi gitmeye değer. Renkli yastıklara benzeyen pastalar arasında seçim yapabilmek oldukça zor olduğundan, krema kıvamındaki kahve ve çikolatalı taze brioche yerken düşünmek gerekebilir.

Kopenhag’ın en eski pastanesi Conditori La Glace, 1870 yılından beri “spor” pastası ile tanınıyor. Yabanmersinli, meyan köklü çikolatalı pastası, ünlü ganaşı, dondurması arasında seçim yapabilmek ise oldukça güç.

1890 yılından beri sanat sergisini andıran vitrini, kırmızı dekoru ve ünlü İsviçre çikolatası ile yapılmış küçük pastaları ile Conditorei Schobar, Zürih’e gelenlerin mutlaka içtiği sıcak çikolata ile gerçeklerden bir süreliğine uzaklaşmak mümkün.

Donut ve croissant birleştirilerek yaratılan Cronut, iki dünyanın lezzetlerini birleştiriyor. Denemek isteyenler sabah 11’den sonra gittiklerinde tükenmiş olduğunu görüp üzülebilir. Cronut’ların deliklerinden çıkan DKA’ların da oldukça eğlenceli olduğu Domunique Ansel Bakery’de, Amerika’nın piknik tatlısı s’mores’u da uygulanan yorumu veya cookie shot pastasını denemek öneriliyor.

Klasik Viyana pastası olan Sacher’in tadına bakarken şeflerin süsleme yapışlarını seyredebilme imkanına ilave, Demel’in arkasındaki pasta müzesini de gezmek mümkün. Menekşeli şekerleri ve dondurmasını da unutmamak gerek.

Meyveli ve tepeleme Sicilya fıstıkları ile dolu tartları, çilekli bezeleri ve çikolatalı pastaları neredeyse güzelliklerine kıyılmayacak kadar güzel. Boston’un bu en sevilen pastanesinde, özel tarifleri ile yapılan tatlıların mutlaka denenmesi tavsiye ediliyor.

Tarihte yolculuk yapıyormuş hissi veren Cafe Savoy, mozaik yerleri, sıcak çikolatası ve müthiş ekler ve pastaları ile tanınıyor. Kocaman ekmek sepeti, reçel ve kahvesi için kahvaltısının da denenmesi gerektiği söyleniyor.

Krema dolu yastıkları andıran pastası ile ünlü minik pastanenin 9 farklı tatta yaptığı tek pastasından bir tane ile yetinmek imkânsız. Üst kattaki salonunda Notre Dame kilisesini seyrederek birkaç tane – veya her birinden bir tane – yemek mümkün.