GÖZ ALICI DEĞERLİ TAŞLAR

Elmaslar, zümrütler, yakutlar… Hemen hemen her kadının ve erkeğin ilgisini çeken ve yüzyıllardır değerini güçlü bir şekilde koruyan değerli taşların tarihi günümüzden 30 bin yıl öncesine kadar uzansa da, bu değerli taşların şekillendirilip işlenmesine ve mücevher yapımına ilk olarak M.Ö 4. binyıl sonlarında Mezopotamya’da, Mısır’da ve Anadolu’da rastlanmıştır.
GÖZ ALICI DEĞERLİ TAŞLAR

İnsanoğlu yeni madenler buldukça, bunları duygusal birtakım güdülerle işlemeye ve çeşitli aksesuar yapımlarında kullanmışlardır. Elmastan zümrüte, yakuttan safire bu göz alıcı taşları birlikte incelemeye hazır mısınız?



ELMAS


Elmas

Elmas, saf karbondan oluşan ve mücevher taşları içinde en değerli taştır. Mohs ölçeğine göre 10
sertlik derecesinde olan bu değerli taş dünya üzerindeki en sert maddedir. Bunun anlamı başka hiçbir madde onun
üzerinde çizik oluşturamaz ancak o tüm maddeleri çizebilir. Elmasın bu kadar parlak ve göz alıcı durmasının sebebi
ışığı kırma kat sayısıdır. Elmasın yansıttığı ışık miktarı içine giren ışık miktarından daha fazla olduğundan taş
oldukça parlak görünür. En çok karıştırılan bilgi ise pırlanta ve elmasın iki farklı taş olduğu sanılmasıdır. Oysa
elmas ile pırlanta hammadde olarak aynıdır. Elmas, pırlantanın doğada bulunan ham hali yani madenin adıdır. Pırlanta
ise elmasın zamanla popüler hale gelen kesim şekline verilen addır. Elmas, likit karbon atomlarının yüksek ısı ve
yüksek basınç altında yerin derinliklerinde kristalleşmesiyle oluşan madendir. Pırlanta ise 1919 yılında, Marcel
Tolkowsky tarafından yaratılan kesim biçimine verilen isimdir. Bu kesimde ışık taşın içinde kırılır ve olağanüstü
bir ateş ve parlaklık vererek geri yansır. Elmasın kesim yüzeyi daha az ve alt kısmı düzdür. Pırlantanın ise kesim
yüzeyi daha çok ve alt kısmı kubbe gibidir. Bu özellik, pırlantanın ışığı daha iyi yansıtmasını sağlar.



Elmaslar

Elmas yer kabuğunun alt tabakasında, üst manto sınırında yaklaşık olarak yeryüzünün 150 km altında
oluşur. Yer kabuğunun hareketleriyle veya volkanik patlamalarla yeryüzüne ulaşır. Kıtaların ayrılmasıyla
derinliklerde bulunan elmaslar yeryüzüne yaklaşmıştır. Afrika’da yaygın olmasının sebebinin bu olduğu
düşünülmektedir. Zamanla gelişen teknoloji sayesinde, üst mantoda bulunan elmaslara ulaşılabilecek kadar madenler
kazılabilmekte, okyanusun hatta buzulların altından bile elmas çıkarılabilmektedir. Paha biçilemez pek çok aksesuar
ve mücevherde temel madde olarak yer edinen elmasların en çok bilineni tek taşlarda kullanılan pırlanta kesimidir.
Elmas ilk olarak 1866 yılında Güney Afrika’da bulunmuştur. Elmas madenciliği ise Hindistan’da 2800 yıldan daha uzun
bir süre önce başlamıştır. Görebileceğiniz en büyük elmaslardan biri ise Topkapı Sarayı Müzesi’nde bulunan 86
karatlık meşhur kaşıkçı elmasıdır.



ZÜMRÜT


Zümrüt

Mücevher dünyasının kralı pırlanta ise kraliçesi de cezbedici mavimsi yeşil rengi ile zümrüttür.
Zümrüt, yeşil ve yeşilin farklı tonlarındadır. Yeşilinin tonu daha koyu olan zümrütler en değerli olarak kabul
edilir. Diğer değerli taşlara göre oldukça hassas bir yapıya sahiptir. Bu yüzden zümrüt işlenirken mücevher
tasarımcıları oldukça dikkatli davranırlar. Zümrüt taşının içinde izler, damarlar ve çizgiler vardır. Görünümleri
ile gerçek olduğu direkt anlaşılan ve değerini ortaya çıkaran zümrüt, gösterişli takıların vazgeçilmez ve paha
biçilmez taşlarından biridir. Kolye, yüzük ve kolye gibi mücevher çeşitlerinde ana parça olarak zümrüt taşını
görebiliriz. Kullanıldıkları tüm aksesuarlara değer katar. Zümrüt taşının ayrıca baş ağrısı, grip, yüksek ateşe iyi
gelip, kalp hastalıkları ve göz ağrılarını da önlediği söylenir. Zümrüt taşının en çok çıkarıldığı ülkeler ise;
Kolombiya, Brezilya, ABD, Avustralya, Rusya, Pakistan, Tanzanya, G.Afrika ve Hindistan’dır. Mısır'daki zümrüt
madenlerinin geçmişi MÖ 1650 yılına kadar uzanır. 16. Yüzyılda yeni dünyayı istila eden İspanyolların, mükemmel
zümrütlerin kaynağı olan Kolombiya zümrüt madenlerini bulmaları ile yüksek kaliteli zümrütler, Avrupa soylularının
gözde mücevheri olmuş. Ünlü Mısır Kraliçesi Kleopatra zümrüte olan düşkünlüğüyle bilinirmiş. Kraliçe, sarayında ve
kendi odasındaki gösterişli zümrüt kakmalı mobilya ve şahsi eşyaları, akik ve fildişilerle dolu koridorları ve göz
kamaştırıcı mücevherleri ile lükse düşkünlüğüyle nam salmıştır. Kleopatra’dan sonra popüler anlamda zümrüt denilince
akla gelen ilk isim ise Elisabeth Taylor’dır. Richard Burton’un, Elisabeth Taylor ile Montreal Four Seasons Hotel
süitinde evlenirken hediye ettiği Bulgari marka şahane pırlanta ve zümrüt gerdanlığın, 2011 yılında düzenlenen bir
müzayedede tam tamına 6 milyon dolara gizli bir alıcıya satılmıştır.



YAKUT


Yakut

Yakut taşı, kırmızı renk skalasında yer alan ve elmas, zümrüt, safir ile birlikte anılan değerli ve
nadir bulunan taşlar arasında yer alır. Yakut taşı, Amerika ve Avrupa’da çıkarılmasına rağmen ana vatanı Hindistan
ve Güney Asya’dır. Yakuta kırmızı rengini veren içindeki krom elementidir. Sertlik derecesi mohs skalasına göre 9
dur ve elmas ve mossanitden sonra en sert taştır. Korundum yani alüminyum oksit den müteşekkildir. Erime noktası
2050 °C dir. En makbulü burmada çıkarılan mogok yakutudur. "Pigeons blood" ( güvercin kani) adi verilen canlı
kırmızı yakut da yine burmadan çıkar. Genellikle mermer ve volkanik kayalarda bulunur. Yakut taşının fiyatı, madenin
kalitesine, gerçekliğine ve işlenişine göre değişiklik gösterir. Yakut taşı, en şık ve zarif takılarda kullanılan
sert bir değerli taştır. Aynı zamanda şans taşı olarak da bilinen bu taş, bilinen özellikleri ve olumsuzluklardan
koruduğuna inanılması nedeni ile de çok tercih edilmektedir.



SAFİR


Safir

Büyüleyici taşlar arasında bulunan safir taşının tanrısının eski Mısır’da Horus olduğuna
inanılmaktadır. M.Ö 800’lü yıllara kadar dayanan köklü bir geçmişi olan safir taşı Osmanlı döneminde de popüler olan
bir taştır. Topkapı Sarayı’nda Osmanlı döneminde kullanılan pek çok farklı safir taşını görmek mümkündür. Safir,
Papalık makamının da sembolü olarak kullanılmaktadır. Hindu geleneğinde ise safir Satürn ve özdenetim ile
ilişkilendirilen bir taş haline gelmiştir. Safirin zengin olduğu en önemli topraklar arasında Hindistan yer
almaktadır. Safir taşının diğer ismi gök yakuttur. Açık mavi safirlere dişi, koyu renkli olanlara ise erkek safir
denir. Bu göz alıcı mavi değerli taş, gece kıyafetlerini tamamlayacak mücevherlerde ve tektaş yüzüklerde kullanılır.
Çakraları açtığı söylenen safir taşı boğaz ve alın çakraları için kullanılan bir taştır. Vücut için faydalı olan
safir taşı salgı bezlerini etkileyen ve kuvvetlendiren taşlar arasındadır.


BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

MÜZİĞİN DİJİTAL YOLCULUĞU

MÜZİĞİN DİJİTAL YOLCULUĞU

Geçmişi tarih öncesi çağlara dayanan, deniz, rüzgar, dalga, hayvan seslerinin taklitleriyle başlayan ve bunu yapabilmek için boş bir kütük ve deriden yararlanılan müzik; hikayenin lirik ve işitsel ifadesidir.
DONDURMANIN GÜNÜMÜZE UZANAN HİKAYESİ

DONDURMANIN GÜNÜMÜZE UZANAN HİKAYESİ

Yaz kış fark etmeden ve küçük büyük her yaştan kesimin keyifle tükettiği, dünyanın hemen hemen her yerinde ortak bir lezzettir dondurma. Hem serinletici, hem besleyici, bir o kadar da lezzetli olan dondurmanın tarihi ile ilgili ilk bilgiler 4000 yıl öncesine kadar dayanıyor.
EFSANE OLMUŞ MİTOLOJİK HİKAYELER

EFSANE OLMUŞ MİTOLOJİK HİKAYELER

Bir doğuş, bir yaratılış ile ilgili söylenceler “Mit” olarak adlandırılır. Mitleri konu alan ve inceleyen bilim ise “Mitoloji” olarak nitelendirilir. Efsaneler bilimi olarak adlandırılan mitolojide adını sıkça duyduğumuz ama hikayesini bilmediğimiz tanrıların, kahramanların, doğa üstü olayların dünyasına yolculuk yapmaya hazır mısınız?